14 Ağustos 2013 Çarşamba

Belirsizlik

Zor kararlar bütünü Pilotaj öğrenciliği, bugün hakkında bir şeyler yazmak istedim.
Her şey hayatta seçimlerden oluşuyor fakat hayatı etkileyecek kararları almak inanın ki çok zor. Durumumdan biraz bahsetmek isterim. Bir yandan yıllarca eğitimini aldığım bir mesleğim var ve onu bırakmam lazım, diğer yanda ise bıraktıktan sonra uğraşılacak binlerce konu. Tam birini aştık derken, başkasına geçecek iken, ona tekrar dönmeniz gerekiyor. Türkiye'de pilot olmak zor iş. İlk baş paranız olacak. Yoksa eğer, abla ne yapıyorsun 5 lira var mı, sevgilim sizin kaç tane eviniz vardı, baba 2. araba niye var kullanmıyoruz zaten demeye başlayacaksın. Para meselesinin de boyutları o kadar zalimce ki, mesela x uçuş okulu x lira ister senden, y uçuş okulu y lira isteyecek. Hepsinin araştırmasını yapacaksın. Biri evine yakın olur fiyatı uygun olur fakat uçuş saati azdır, uçaklar dandiktir, hocalar dandiktir ama kısa sürede biter konumu dolayısıyla. Bir diğeri ise koyar liraları üstüne hoca desen hoca, uçak desen uçak, uçuş saati desen uçuş saati ama bu da gelir senin önüne ayları dizer bitirmek için. Sonra yurt dışına bakarsın her şey süper oooo hey hey :) O zaman ne olacak? Ne olacak tabi kide senin olmayan bir yerde yaşama çabası. Kimse sana senin olmayan yerde senli davranmaz ki. Arkadaşlarımız sağ olsun, gurbetçiler gittikleri yerde kendilerine nasıl davrandıklarını anlatır ve erken yüzleşirsin her şeyle. Hele ki birde çevrenden uzaklaşmak ile karşılaşacağın durumlar vardır. Ardında arkadaş, kız arkadaş, aile bırakırsın bu en acısı. Planlamalarını düşünerek yapman lazım. Baya belirsizlikler hala sürerken sadece 5 6 ayım maksimum şekilde var önümde. 4-5 yılda çözemediğim birçok sorunu bu kadar sürede nasıl çözeceğim onu gelecek gösterecek. Sonrasına geçelim daha bitmiyor, dünyada aranmayan özelliklere sahip olman lazım 1 yıl geçerli sağlık raporun uçuş okuluna müracaattan 1 gün önce alsan geçersiz hocam bu topraklarda. Müracaatta alınmış istiyorlar. Burada şu soru sorulmaz mı ? E birçok kişi mesleğini bırakıp girecek bu yollara oradan buradan para toplamış insanlar var. Sen şimdi bir ton sağlık kontrolü aşamasında geçireceksin bu adamı işini bırakıp müracaat etti sağlıktan kaldı ne yapacak? Akılda şu tabi e adam gitsin öncesinden sağlık raporunu alsın. Alalım o zaman hadi teker teker konuşuyoruz SHGM 'nin onayladığı hastanelerle hani şu Amerika'da 85 dolara alınan Class 1 Medical Requirements için anaaa bizimkiler 550 liradan açıyor kapıyı 700 e falan çıkıyor. Tamam alalım bari o zaman okula girdiğimizde de geçsin aldıktan bir yıl sonra tekrar alırız söz ama 2 3 ay önce aldığım uçuşa elverişlilik raporunu bir daha neden alıyorum? Yani demem o ki endüstrisi bu kadar parlak bir iş olan bu meslek Türkiye'de her güzel şeyin zora koşulması gibi koşuldukça koşuluyor. Buna dayanıklılık gerekiyor ben uzun zamandır dayanıyorum vazgeçmedim vazgeçmeyeceğim fakat yolun başında olan herkes bilsin ki ne araştırmayı bırakın ne boynumuz eğilmesin deyin. Zor yol bu ülkede bu işler. Peki şimdi ne yapacağım. Paşa paşa o paracıkları sayıp içini rahatlattıktan sonra çöpe atacağım bir belge alacağım elime. Sonra How to choose a Pilot Training School? bölümü gelecek tekrardan. Neden tekrardan? Sürekli çünkü koşulları anlatılan şeylerin koşulları ve sana verebileceği imkanlar değişiyor. Hayat değişiyor. Kontrol edemediğin tek şey insan faktörü senin tüm yaptığın planları devamlı değiştiriyor. Sabırr sabırr sabırrr.


Yorum yapmak için "Yorumlama Biçimi" kısmını "Anonim" olarak seçiniz.

23 Nisan 2013 Salı

Türkçe Çeviri-Baltic Aviation 737 From Cold and Dark to Ready for Taxiing

NOT:ALTYAZILARI GÖRMEK İÇİN ÇÖZÜNÜRLÜK AYARI YANINDAKİ BUTONA BASIN. CC YAZIYOR BAZEN ÜSTÜNDE.
Herşey sevmekle başlar. Çocukluğumuzda aşık oluruz çoğumuz uçaklara. O yüzden bu çevirimi 23 nisan 2013 günü olan bugün çocuklara armağan ediyorumTam olarak bazı terimlerin Türkçe karşılığı onu anlatabilecek şekilde olamasada bazı yerleri ingilizce olarak 
vererek çevirdim. İyi seyirler efendim :D
Çeviri: Salvorates

Yorum yapmak için "Yorumlama Biçimi" kısmını "Anonim" olarak seçiniz.

4 Nisan 2013 Perşembe

Gitarlar gitarlar beni benden alırlar...


1- Gitar telleri hangi müzikal aralıkta akortlanır?

6 telli gitarlar:E2( 82Hz ), A2( 110Hz ), D3( 147Hz ), G3( 196Hz ), B3( 247Hz ), E4( 330Hz)
Bununla birlikte, 12 telli gitarlar daha zengin bir tını yaratmak için kalın mi hariç diğer tellerin birinin bir üst oktava akortlandığı yada alt en ince iki telin çiftlerinin sabit bırakılıp diğer 4 telin bir üst oktava tonlandığı, ve/veya en kalın mi telinin 2 üst oktavdaki mi notasına akort edildiği görülür.

2- Gitarın en pesteki rezonansı yaklaşık kaç Hz'tir?

Günümüzdeki gitarın en pesteki rezonansı E2 (82Hz) telinin haricinde kasa içerisinde ön ve arka plaka arasında kalan hava vasıtasıyle meydana gelir buda yaklaşık 98-103 Hz arasında oluşur.

3- Çelik telli gitar ile naylon telli gitarda tel gerginliğini nasıl karşılaştırırsınız?

Çelik daha sert bir malzeme olduğundan dolayı naylon tele göre daha fazla kütleye ve gerginliğe sahiptir. Yumuşak bir cisme vurulduğunda gücün çoğunu emer ve sert bir cisme vurulduğunda gücün çoğunu geri aktarır prensibinden yola çıkarak çelik tele vurulduğunda 5-10dB gibi fazla bir gürlük seviyesine ulaşmış oluruz. Bu da 6dB’nin  gürlük seviyesini 2 katına çıkaracağını düşündüğümüzde oldukça büyük bir kazanım demektir.

4- Neden elektrik gitarlarda birden fazla manyetik bulunur?

               Telin her kısmında ayrı harmonik oluşumlar ve pendulum hareketi buna bağlı değişik tınısal özelliklere ulaşılır. Bu farklı tını tepkilerini elektrik gücüne çevirmek için manyetikler gitarın farklı yerlerine konumlandırılmıştır. Örneğin, sap kısmına yakın konumlandırılan manyetik temel frekansta en güçlü ses sinyaline ulaşır. Eşiğe doğru inildiğinde tizlerdeki harmoniklere ulaşılır.

5- Gitarda perde takılma mesafeleri sap uzunluğu ile nasıl oranlanır?

               Eşit tampere sisteminde ton aralığı logaritmik olarak artar, buna göre, yarım ton aralığı oranı 1.05946’ya denk gelmektedir. Buda 18:17 oranına oldukça yakındır. Çakılacak olan perde eşiğe bu kurala göre hep 18:17 oranında olmalıdır. Fakat 18:17 oranıda 1.05882 ye denk gelmektedir bu %0.06 oranında bir sapma ortaya çıkartır. Bütün perdeler böylece bemolde kalmış olur. 12. Perdede 12 centlik bir pest ‘ de kalma görülür. Bu nedenle en iyi ayar, 18 yerine 18,817 dir.

6- Gitarda tel düzeltmesi (string compensation) ne demektir?

               Gitarda fretlerin arasına basıldığında, telin genliği bir miktar artmaktadır ve bu da notaların biraz daha tiz olmasına neden olur bunun için string compensation denilen tel düzeltmesi uygulanmalıdır. Buna göre tele ek uzatma uygulanır. Akustik gitarlarda bu 1-5 mm iken bas gitarlara bakıldığında birkaç cm’ye ulaştığı görülür. Fretleri yüksek olan gitar daha fazla düzeltme gerektirir. Bas teller tiz tellere, çelik teller naylon tellere göre daha fazla düzeltme gerektirir. Elektro gitarların bazılarında ise her tele ayrı ayar yapılabilen  eşikte vidalar mevcuttur.


Yorum yapmak için "Yorumlama Biçimi" kısmını "Anonim" olarak seçiniz.

2 Nisan 2013 Salı

Prodüktör Stephen Lipson'dan Ruhu Yakan Bir Röportaj // An interview with Producer Stephen Lipson which keeps your dream alive

As a producer, Stephen Lipson is a great musician and successful at his works. But  I was imperessed with him about his interview. It's about his success and perspective on life of Stephen.

Stephen Lipson prodüktör olarak, iyi bir müzisyen ve bir çok başarılı işe imza atmış biri fakat ondan asıl etkilenmemin nedeni ise onun yaptığı bir röportajdır. Bu röportajda onun hayata bakışı ve başarısı hakkında durulmuştur.


Nacizane bir çeviri yaptım bu büyük başarı öyküsüne. Kim nereye çekmek isterse oraya çeksin. "Hayatında ulaşmaya çalıştığın yer için asla pes etme demek istiyorum sadece..."


Let's begin. This is not a copy paste interview, because of it, I can make mistakes about writing.


Do you have any major regrets in your career? Is there anything you wish you had done differently?


(long pause) No, I've loved every bit of it, and I still can't wait to get to work each morning. It really doesn't feel like work, either.

         I'll tell you what pisses me off, though:it's when people say, "Oh,you're so lucky, being able to do what you want to do" That really sticks in my throat; it annoys me because I spent years literally earning nothing, literally sweating, literally not having enough money for food. There was nothing easy about my path here. But I decided at an early age not to get on any money treadmill that was going to prevent me from following this route. So I didn't buy property, not for years, because I didn't want a mortgage hanging over me. I thought, "If I have a mortgage, I'm not going to get to do what I want to do." So this journey was all completely conscious. That's why, when people want to do if they're willing to make enough sacrifices. But it's so much harder to follow your own path if you're on that money treadmill.

So you're saying that commitment is the key.

       I suppose so. Just do it. I always tell my kids, " Do what you want to do, and if you do it well, the chances are that the money will follow." When I was younger I wrote songs  with a friend who was always talking about money and contracts, and he never got anywhere in the bussiness. I've done so many projects for nothingi, I can't begin to tell you. But often they pay off in the end.

Are your children following in your footsteps?

       One of them, unfortunately, has choosen the music business. He's a manager, and he's quite brilliant at it. That's a really tough road, but he has good taste and good skills, so if anyone can succeed at it, he can.

What kind of advice do you have for someone who wants to be the next Stephen Lipson?

      The first thing is, keep your daily job. Do whatever it is you want to do musically, but don't lose your day job until you can afford to. That's how I got the money to buy the gear to be in my first"bedroom band."
      The next thing is, figure it out. I know I'm sounding a bit vague, but if you can't figure it out yourself , you are not going to get anywhere. On occasion a son or daughter of a friend of mine will ask to come down to the studio and watch me work and they ask a whole bunch of questions: "How do i this?, How do I do that?" and I can't help thinking, "I can give you the answers to these questions, but then you will just get stuck on the next hurdle because you don't have the wherewithal to answers this much for yourself." So figure it out. At the end of the day you've pretty much got to work it out for yourself -it's not like going to work in a blank. This is a weird business, and it's getting weirder by the minute.

Are you talking about figuring it out in the technical sense?

      In every sense.

But there were mentors in your career-people like Phill Brown and Trevor Horn-who gave you additional information and guidance.

     Yeah, but that brings to mind the old adage, "The harder I worked, the luckier I seemed to get." They didn't just give me the information-I gleaned the knowledge. I ended up in a position where the knowledge was available to me.
     I'm not saying that you shouldn't ask questions. I'll always talk to anyone who has questions, every time. But, really, the only way forward is under your own steam.

So you're saying that if you're not self-motivated, you're not going to get very far in this business.

    Exactly. The people who approach engineering thinking, "Oh, that seems like a good job; you get to meet famous musicians and it doesn't seem like especially hard work."--those are the people that get nowhere. You need to be completly motivated. There's just no way to be guided through everything that's entailed.
    It's quite funny how the stars seem to align sometimes, you know. Things just seem to happen in this cosmic way. You're in a certain place, you meet someone, and then something happens as a result, which leads to other things happening.But it's not just about recognizing oppotunity and taking advantage of it when it comes your way; it's about making oppurtunities for yourself. You need to put yourself in the right situation and right headspace. That's what gives you a chance succeeding.

Türkçe



Kariyeriniz boyunca hiç büyük pişmanlığınız oldu mu? Herhangi yaptığınız bir şeyin daha farklı olmasını istermiydiniz?

            (Uzun bir sessizlik) Yaptığım şeyle ilgili herşeyi her detayı çok sevdim. Bu yüzden hayır ve hala her sabah uyandığımda işime gidebilmek için sabırsızlanıyorum çünkü işe gittiğimi hissetmiyorum.
            Asıl canımı sıkan şeyi söyleyeyim, “insanlar bana ne kadar şanslısın yapmak istediğin şeyi yapıyorsun diyorlar işimle ilgili olarak. Bu gerçekten boğazıma yapışılmış gibi hissettiriyor. Ben hayatım boyunca para kazanmaya çabalamadım, sömürüldüm ve hatta yeri geldi yemek almaya yetecek kadar param olmadı. Buraya ulaşana kadar hiçbirşey sanıldığı kadar kolay olmadı. Hayatımın erken çağlarında bir karar verdim amacım para kazanmak değildi bu benim hayatımın rotasını oluşturdu. Hatta yıllarca ev almadım çünkü eğer bir mortgage kredisi kullansam bunun için sıkışacaktım. Kendime döndüm ve dedim ki “Eğer kredi alırsam, onun için kendime para kazanmak için baskı kurmam gerekicek, motivasyonumu kaybedicem ve para kazanmam gerekirse olmam gereken kişi olamayacağım.” Bu tamamen dedim ya insanlar bana şanslısın dediğinde onlara “Hey neden bahsediyosun?” dememi açıklar. Herkes hayatı için olması gerektiği veya istediği yerde olabilir. Burada önemli olan şey ise ona nekadar özveri harcadığınla alakalıdır. Tekrar söylüyorum, eğer para ile olan olayları kafanıza çok takmanız gerekiyorsa istediğinize ulaşmanız çok ve çok zor olacaktır.

Yani bunun anahtar kelime olduğunu mu söylüyorsunuz?

            Öyle sanıyorum. Sadece yap. Çocuklarıma “herzaman ne yapmak istiyorsanız onu yapın diyorum.” Eğer zaten yaptığınız buysa bir zaman sonra para sizi zaten bulacaktır. Gençliğimde bir arkadaşımla şarkılar yazardık. Bahsettiğim arkadaşımın ağzından dökülen tek şey para ve kontratlardıve hayatı boyunca bu sektörde önemli hiçbiryere gelemedi. Ben ise hiçler için birçok proje yaptım, neler neler burada anlatamam dahi, fakat işler sonunda paramı verdiler.

Çocuklarınız attığınız adımları takip ettilermi ?

            Maalesef biri müzik sektörünü seçti. O bir menajer olmayı tercih etti ve işindede şuan gayet başarılı. Bu çok zor bir yol, fakat iyibir damak zevki ve yeteneği olduğuna inanıyorum. Bunu herhangi biri yapabilirse elbet oda yapabilir.

Pekala bir dahaki Stephen Lipson olmak isteyenlere verebileceğiniz tavsiyeler nelerdir?

            İlk olarak söyleyebileceğim şey gündelik olarak yaptıkları işi bırakmasınlar. Müzikal olarak birşeyler yapmak istiyorsanızda bu dediğimi yapın ta ki kendi geçiminizi, maddi durumunuzu koruyabilecek duruma kadar. Bende ilk ekipmanlarımın teminini bu şekilde yapmıştım çünkü.
            İkinci olarak sorunları çözmeyi öğrenin. Birçok arkadaşımın kızı ya da oğlu bana gelip bu iş hakkında bunu nasıl yapabilirim, şunu nasıl yapabilirim diye soruyorlar. Ben “Bu sorunun cavabını sana verebilirim fakat daha sonraki aşamalarda başka bir sorun çıktığında onu nasıl aşabileceğini bilemeyeceğinden çok zorlanırsın ve sorunun içinde sıkışıp kalırsın.” Diyorum. Günün sonunda nasıl sorularını çözebileceğinin yolunu öğrenirsen elbet bir şekilde cevaba ulaşırsın çünkü bu iş bankada çalışmak gibi bir iş değil. Bu iş garip bir iş ve gün geçtikçe daha da garipleşiyor.
Burada sadece işin teknik yönünden mi söz ediyoruz?

            Her yönünden...

Fakat bize röportajın başlarında size önderlik eden Phil Brown ve Trevor Horn gibi abileriniz olduğunu söylemiştiniz. İşin çoğunu onlardan öğrendiniz ve onlar size yol gösterdiler

            Evet fakat çok çalışan bendim. Onlar bana bilgiyi vermediler ben çalışarak o bilgilere ulaştım. Bilginin olduğu yere kendimi zorla getirdim. Ben şunu demiyorum “Bana soru sormayın!”. Sorusu olanlarla elbet herzaman konuşacağım fakat yine her yol senden geçer.

Yani bizlere diyorsun ki kendi kendime motive olmasaydım bugün bu sektörde olduğum noktada asla olamazdım

            Kesinlikle. O “bu iş kebap güzel bir iş, birçok ünlü müzisyenle tanışıyosun ve çok çalışmayı da gerektirmiyor” diyenler bu meslekte hiçbiryere gelemezler. Kesinlikle işine tam motivasyon ve konsantrasyonunu sağlamalısın.
            Sonuçta yıldızların nasılda hizaya geldiğini bilemezsin bazı şeyler bunun gibi doğada kozmik olarak yol alırlar. Bir yerdesindir, birisi ile tanışırsın ve o seni istediğin şeye ulaştırabilir. Bu ilk bazen seni başka bir oluşumun gerçekleşmesine öncülük eder. Fakat sadece önüne çıkan fırsatları değerlendirmek olmaz, kendin için fırsat yaratmalısın!! Kendini senin için doğru olacak şeylere doğru yöneltmelisin. Bunlar senin başarıya ulaşman için sana şans verecektir.


Çeviri: Salvorates

Yorum yapmak için "Yorumlama Biçimi" kısmını "Anonim" olarak seçiniz.

30 Mart 2013 Cumartesi

Air Crash Investigation Reports Season 11-Episode 2


West Caribbean Airways Flight Number 708 – due to the captain’s fault
English
At first look, It was caused by Captain’s faults. Basic faults are, CRM(Crew Resource Management), Captain’s Financial Stress.
First off all today, Communication between Captain and First Officer is the most important part of flight. In the cockpit, we can see some trouble between cockpit crew. It is related with some psychologic factors. And these factors had been occured this disaster. The plane dropped from 33.000 ft due to the stall.
Major problems are;
-Captain and First Officer’s communication problem,
-The financial problems that captain’s lived,
-Lack of education,
So, What did captain do and first officer didn’t?
-If stall occured, You must push the control column forward but The captain never did.
-In any possible situation if any problem has occured, Each captain, captain or first officer have to interfere it.
Türkçe
West Caribbean Airways Flight Number 708 – Pilot kaynaklı kaza
Raporlar ilk incelendiğinde kazanın kaptan pilot kaynaklı olduğu görülüyor. Temel sorunlar,CRM(Ekip Kaynak Yönetimi,Kaptan pilotun finansal sıkıntılara girmesinin yarattığı psikolojik etkiler)
Herşeyden önce bugün her sektörde olduğu gibi CRM konusu havacılıkta da çok önemli bir konudur. Kazanın kaptan pilot ve 2. Pilot arasındaki konuşmalar kara kutuda incelendiğinde hem iletişim hem kaptan pilotun içinde olduğu psikolojik bunalımdan kaynaklandığı anlaşılıyor ve bu nedenler bir facia ile sonuçlanıyor. Uçak 33.000 feet yükseklikten otomatik pilotun uçağın hücum açısını çok arttırması, pilotların göstergeleri takip etmemesi, stall a girmesi fakat kaptan pilotun lövyeyi ileri itip uçağa hız kazandıracağına stres halinde lövyeyi geri çekmesi uçağın hücum açısının daha artmasına ve dakikalar içerisinde 33.000 feet den yere çakılmasına sebep olmuştur. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ise raporda first officer nekadar genç olursa olsun böyle bir durumda müdahale etmelidir olarak belirtilmiştir. 





Yorum yapmak için "Yorumlama Biçimi" kısmını "Anonim" olarak seçiniz.

3 Mart 2013 Pazar

Müzik Prodüksiyonunda Prodüktörün Rolü Serisi-1


            Performans
Müzisyenlerin müzik üretim sürecinde elbette düşünceleri olacaktır fakat bir prodüktör tamamen projenin sonunda ulaşımasını isteiği şeye kendini odaklamalıdır. Prodüktör yaratıcılık ve teşvik edici olmayı balansta tutmalıdır.  Üretim sürecinde sürekli müzisyenler üzerine iyi performans çıkarmaları için baskıcı olmamalı onun aksine bütün üretim sürecinde katalizör görevi görmelidir.
Peki bir prodüktör nasıl iyi bir iş çıkartabilir ? İşte bu altın değerinde bir sorudur. İlk olarak prodüktör kendi hislerini kullanabilmelidir. Müzisyenlerin kayıt ortamında rahat olmalarını sağlamalıdır ve yapacağı değişiklikleri bunu benimseyip yapmalıdır. Rahatlık ve kayıt ortamının konforunu etkileyen temel ögeler; ışık seviyesi, ortam sıcaklığı ve konumlandırmadır. Bunların herbiri performansa etki edecektir.
               Olaya daha teknik açıdan yaklaşmak istenirse, kulaklık miksleri ve müzisyenin; prodüktör, kayıt mühendisi arasındaki iletişim kolaylığı da performansı doğrudan etkileyen öğelerin başında gelir. Prodüktörün müzisyenlerle olan iletişimi ve onlara empati ile yaklaşmasının etkisi  gerçekten büyüktür. Bu kişilerarası özellikler tabii ki zamanla edinilen tecrübelerle kazanılır.
               Çoğu insanın müziği duygularıyla hissederk dinlemesi gibi müziği icra edenlerde eserin içine duygularını katmalıdırlar ve bu müzisyen ile dinleyici arasında bir bağlantı kurar. Bu nedenle bir prodüktör önce bunun farkında olmalıdır. Daniel Levitin’in “This is your brain on music” adlı kitabında Daniel, pianist Arthur Rubinstein’ın kayıtlarında müzik ve kayıt arasında ki duygusal ilişkiden bahsetmiştir. Arthur’un kaydın bazı yerlerinde hatalar yaptığını fakat bu kayıtlarıda kayıtlarda kullandığını belirtir. Bu duyguya, hislere dinleyen kişilerin ihtiyacı olduğunu belirtir. Sizin buradaki göreviniz ise bir prodüktör olarak müzisyeni herhangi bir bahane ile buna ikna etmektir.
               Müziksel çalışmalarda prodüktörün bir grup ve tek tek icracı üretim farklılıklarını bilmesi gerekmektedir. Roy Thomas Baker, Queen ile 70 ve 80 lerde çalışma döneminde her bir üyenin ayrı bir materyel çıkarma yeteneğinin olduğundan bahsediyor. Burada önemli olan tüm ortaya çıkarılan fikirlerin kollektif bir şekilde yaratıcılığa teşvik edilmesi olduğunu söylüyor. Baker’in Queen grubunda uyguladığı bu teknik bu günkü Queen’in soundunun oluşmasını sağlıyor. Bir prodüktör olarak elinizdeki ürünü bir heykeltraş gibi günden güne işlemelisiniz. Böylece projenin sonunda elinizde müzisyen ve prodüktör işbirliği ile meydana getirdiğiniz bir harman sağlayabilirsiniz.
               Stüdyo Performansının Önemi
Zamanlarını prova odasında ya da sahnede harcayan bir grup için stüdyoda kayıt yapmak gerçekten büyük bir deneyimdir. Dinamikleri ve hissetikleri ikisi arasında çok farklıdır. Hatta kimi prodüktörler kaydı yapılan  biri için stüdyoyu bağışlamaz ve acı verici olarak tanımlar.
               Deneyimsiz müzisyen için bir stüdyo korkutucu ve zor gelir. Müzisyenin performansı kaydedilecek, hataları analiz edilecek, şarkı yapıları değiştirilecek bunların hepsi deneyimsiz biri için çok büyük şeylerdir. Bu onların, uğraştıkları şeyin kendisinden koparılmaya çalıştığı ve büyük bir kayıt şirketi makinesi tarafından kendilerinin manipüle edilmeye çalıştığı hissine kapılmasını sağlar.
               Yukarıda anlatılan nedenlerden dolayı bir prodüktör stüdyoya girmeden orada nelerin olacağını ve tavsiyelerin ne amaçla yapılacağını herşeyden önce anlatmalıdır.  Böylece müsiyen ve prodüktör arasında fikir birliği sağlanmış olur.
               Prodüksiyondan önce grupla beraber prova alanında bulunmak prodüktöre o an gördüğü performansı prodüksiyona nasıl aktarabileceği anlamında yararlı olabilir. O an dikkat edeceği bir detay belki daha sonra içine yarayabilir. Peki bunun önemi nedir ? Prova esnasında üretici grup zaman kısıtlaması olmadığı için detayları rahatlıkla üretime yansıtabilir. Prodüktörün ufak detayları not alması gerekir. Bu prodüktörün kayıt esnasında bazı sorunlara çözüm üretibilmesini sağlar.
               Kayıtlarda kulaklık seçimi de çok önemlidir. Birçok üretilmiş kulaklık çeşidi vardır. Müzisyenin duymak isteyeceği fakat duyamadağı detaylar kayıt esnasında performansını etkiler. Bunun için kulaklık konusunda deneyimli olmaktada yarar vardır. Aynı zamanda gitar ve/veya bassın kontrol odasında kendilerini yüksek seste dinlemesinde de yarar vardır çünkü her müzisyen kendini yüksek sesle duymak ister. Bununla birlikte icracının kulaklığında tam olarak ne duymak istediği de anlaşılabilir ve buna uygun çözümler üretilebilir. Kulaklık mixi her zaman için sizin duyduğunuz kalite kadar üst seviyede olmasına çalışılmalıdır. Aynı zamanda da her müzisyen ayrı ayrı mix isteyebilir. Bu kendilerini rahat hissetmek için çok önemli diğer bir unsurdur. Müzisyenlerin kulaklıkları biraz reverb eklemek onları rahatlatabilir. Hatta çoğu solist kendi sesinden nefret eder ve onu yalın olarak duymak istemez.
               Müzisyenlerin herbirinin kayıt esnasında birbirlerini görebilmesi uyum açısından çok önemlidir. Bazen mekansal olarak bunu sağlamak gerçekten zordur fakat bunun sağlanması ortama pozitiflik katacaktır. Bazı durumlarda ise cam yerine kapalı devre sistemi kullanılması, müzisyenin daha az kişinin onu izlediğini hissetmesi yarar sağlar.
               Kayıt
Günümüzde her yerde mix’te düzeltiriz görüşü hakimdir. Peki kayıt kötü olduktan sonra mix’te neyi nekadar düzeltebiliriz ? Diyelim ki kayıt ve düzeltilmesi ile ilgili herşeyi sona bıraktık. Peki kayıtlar mix esnasında önümüze geldiğinde ne yapabiliriz. Davul ve ziller edit edilebilir bölgeleri çok kısıtlıdır bir yerden sonra imkansız hale gelir çünkü düşüş noktaları hepsinin ayrı zamanlara denk gelebilir ayrıca herşeyi mixte tonlayamayız.
               Aynı düşünde kötü bir şekilde kaydedilmiş bir enstrümanın mix sırasında düzeltilebileceğine ilişkin görüştür. Evet gerçekten bügun mix’i değiştirip ona yardım edecek bir çok hardware yada software desteğe sahibiz. Bu imkanlar ile bir çok sorunumuzu mix esnasında çözebiliriz lakin ne varki kaydı en başında temiz bir şekilde almak işimizi daha kolaylaştıcak daha temiz bir sonuca ulaşmamızı sağlayacaktır.
               Kayıt esnasında karar verilmesi gereken diğer bir unsur ise grubun kayıtları nasıl istediğidir. Burada seçenekler karşımıza çıkar: eski kayıtlar gibi, modernize son teknoloji kayıtlar gibi yada her ikisinin hybrid hali. İcracıların bu istekleri sizin kayıt anında kullanmanız gereken ekipmanlara  direk olarak etki eder.
               60’larda yapılan bir kayıdı taklit etmek;mikrofon seçiminiz,ekipman tercihiniz, konumlandırma ver bunun gibi bir çok şeyde seçici ve hakim olmanızı gerektirir. Bu aynı zamanda kayır mühendisi ve sizin aranızdaki iletişim kabiliyetinin ve mühendisin kabiliyetinin de yüksek olmasını gerektirir.


Kaynak: What is Music Production (Russ Hepworth-Sawyer Craig Golding,P.187-193)
Çeviri:Salvorates





Yorum yapmak için "Yorumlama Biçimi" kısmını "Anonim" olarak seçiniz.

2 Mart 2013 Cumartesi

Spektral Müzik Temel Kavramlar ve Teknikleri İçin Rehber

Frekanslar ve notalar
Perdesi zamana dayalı olarak belirlenmiş bir ses düzenli bir şekilde her saniyede havaya bir sarkaç gibi belli sayıda baskı yapan ve baskı yoğunluğunu geri çeken çift  (+, -) yönlü titreşim kümesidir. Bu değer Hertz (Hz) birimi ya da saniyedeki çevrim sayısı olarak ifade edilir.
Eşit Tampere Sistemi
Eşit tampere sistemi temel olarak bir oktav ses aralığının logaritmik olarak 12 parçaya bölünmesi ile meydana gelir. Buradaki "Oktav" kelimesi iki nota arasındaki uzaklığın temel notanın frekansının iki katı olmasıdır. Buna göre A4; saniyede 440 çevrim yapan bir titreşim kümesi ise yani saniyede 440 hz lik bir dalga oluşturuyorsa A5 notası 880 hz bir dalga oluşturması gerekmektedir. Aynı zamanda A3 notasına ulaşmak için A4 notasının frekansını 2'ye bölersek A3 220(440/2) hz'i bulabiliriz. 
Mikrotonal skalalar da aynı prensibi izler, fakat burada bir oktav'ın bölünmesi eşit olmayan 24 logaritmik parçayı içerir.
Mikroton
Spektral kompozitörler için mikrotonlar belirli bir kalıbın içine girmiş değillerdir. Bunun yerine spektral müzikte mikroton yaklaşımı oluşabilecek(algılanabilir) en yakın müzikal aralıktır.
Additive(Ekleme,Bindirme) Sentezleme 
Bu teknikten en basit ses dalgası sine(sinüzoid) dalga kullanılır. Bu dalga formu en basit dalga olarak çünkü sinüzoid dalga sadece üzerinde periyodik olarak kendine ait frekansın osilasyonunu taşır. Sinus dalgasının bu özelliği onu hem ayrıştırılmak(subtractive) için hemde birleştirmek(additive) için elverişli kılar. Fourier Transform'u bu periyodik dalga formunun sınırsız sayıda sinüs dalgası meydana getirebileceğini belirtir(Fakat bazı durumlarda bu sınırlı kalabilir). 
Additive sentezleme yöntemi çok sayıda sinüs dalgasının birleşimi ile kompleks bir ses oluşturma prensibi ile çalışır. Bu teknik teoride çok güçlüdür. Bu sentezleme yöntemi sayesinde herhangi bir ses teorik olarak üretilebilir. Pratikte ise bu kadar basit değildir. İyi bir sentezleme elde etmek için çok büyük boyutlarda datalar(üst üste eklenmesi gereken dalga) kullanmak gerekmektedir. Bu yüzden ulaşılan ses genelde hep basit ve değişmez sabit olur. Bu sayede herhangi bir sesi yakından dinleyip kulağımız yada analizör yardımı ile parçalara ayırıp kolayca sinüs dalgalarını birleştirip genel tını ve ses rengini elde edebiliriz.
Enstrümantal veya Orkestral Sentezleme
Additive sentezlemenin temel olarak kullanıp onu orkestrada değişik şekilde kullanmak ve küçük parçaların birleşimden kompleks sesler elde etmek yoluyla enstrümanların tınılarını radikal bir şekilde değiştirme yaklaşımı bestecilere kompozisyon, armoni ve orkestrasyon tekniklerinde yeni ufuklar açmıştır. Herbir bileşen bir enstrümanın karmaşık spektrumlarında çalınmıştır. Böylece sonuç orjinal modelden farklıdır. Böylece çalınan çalgıya uyumlu değişik boyutlara ulaşılmıştır. Bu çalgıya zengin tını ve çeşitlilik sağlamıştır. Bütün bahsedilen yöntemler sonuç olarak spektral bestecilerde elektronik ve akustik müziğin bir arada kullanılabileceğini göstermiştir.
Armonik (Overtone) Diziler
Armoniklerin matematiksel olgularla kullanımı ilk Yunanlılara dayanır. Bu temel frekans ve diğer bileşkelerin ilişkisine dayanır. İlk çalışmalar monochord ile armonikler üretmeyle başlamıştır daha sonra ise Helmholtz çalgıların belirli perdelerinde bu armonik selen frekanslarının oluşabildiğini göstermeyi başardı. Yöntemi ise temel frekans * x. Yani; temel frekansımız 440 ise 440 frekansınız birinci seleni 440*2=880hz, 5. seleni 440*6=2640 hz dir. 
Armonik Spektrum
Tiz sesler temel frekansın karmaşık bileşenlerin sonucu meydana gelir. Bu çeşitli bileşenlerin bağıl genlik seviyeleri renk yada tınıyı belirler. En basit armonik spektruma sahip olan sinüs dalgası sadece bir tek temel frekansa sahiptir. Buna rağmen, birçok ses temel frekansın birçok farklı sayıda bileşeninden oluşur. 
Enstrumental Spektrum
Batı enstrümanları çok temiz harmonik aralığında geliştirilmişlerdir. Fakat ne olursa olsun fiziksel olarak bu çalgıların tınısını tamamen armonikler oluşturmaz. Bu çalgılara otomatikman eklenen gürültüler(nefes sesi, yayın çekilmesi) tınısını değiştirir. Çalgıların tınısına etki eden diğer önemli faktörler ise; bağıl genliğe karşı çalgının ürettiği selenler, zamana karşı çalgının verdiği tepki(Attack,Release,Sustain vb.) , ve çalgıların ani ataklarıdır.
Bağıl Genlik Seviyesi ve Çalgıya Etkileri
Her enstrümanın farklı oktavlarda farklı bağıl genlik seviyeleri üretmesi bu enstrümanın her notada farklı selenler kazanmasını sağlar. Flüt incelendiğinde temel frekansı zayıftır ve flüt'ün alt registerları fazla selen frekansı üretmediği için orkestra içerisinde flüt'ün maskelenmesine yol açar. Bu her çalgının tınısıyla değişen karakteristik özelliğini yansıtır ve her çalgıda farklı spektral bölgeler de karşımıza çıkar. Bunda etkisi en büyük olan bileşen ise formant yani çalgının kendisine has rezonans sisteminden kaynaklanan fiziksel faktörleridir.
Formantlar
Fiziksel bir yapı titrediğinde, hareket belirli bazı frekans bantlarında bir ölçüde filtrelenir. Bu neden belirli çalgıların belirli frekanslarının vurgulandığı yada maskelendiği sorusunun cevabıdır. Bunun için ne olursa olsun her çalgının belirli bir frekans bandı titreyen üst frekansların alt frekansları ve/veya alt  frekansların üst frekansları tetiklemesine yol açar. İnsan sesi aynı zamanda bu bağlamda önemli ayrıntılara sahiptir. Kasların değişken fiziksel parametrelere sahip olması (ağız ,boğaz, burun boşlukları) her biri farklı formant türlerini karşımıza çıkarır. Bu farklılaşma bizim ünlü sesleri duymamızı sağlar ve her ünlü ses farklı bir formanta sahiptir. Bir sopranonun zor anlaşılmasının sebebi ilk temel frekansın, formanttan daha yüksek bir frekansa sahip olmasından dolayıdır. 
Zamana Bağlı Zarf ve Spektrum İlişkisi (ASR, Atak, Sustain ve Release)
Önceki bölümler çalgılarda durağan sabit bir genlikten bahsedilseydi ancak doğru kabul edilebilir fakat çalgılarda atak durağan evre ve sönüş evresi vardır(ASR). Bu değişimlerde genliğe bağıl bir enerji değişikliği sağlar ve bu mili saniyeler içerisinde gerçekleşen fiziksel olaylar çalgıların tınısına doğrudan etki eder. Bu anlık değişimler çok karmaşık ve modellenmesi zordur. Bunun için dinamik analiz edilmesi gerekir. En basitinden bir davul incelenecek olunursa; atak zamanı vurmalı çalgı olması nedeniyle çok kısadır ve genliği bir anda yükselir durağanlık ve uzama devresi ise yok denecek kadar kısadır. Zarf ve spektrum ilişkisini daha karmaşıklaştıracak olursak; metal perküsif bir çalgıya ilk vurulduğu zaman üst frekansların sonlara release ve sustain zamanlarına doğru alt frekanslarının vurgulandığı görülür. Bu akışın bozulması çalgının tınısının anlaşılırlığını kaybettirir. Birçok spectral besteci için ise bu da eserlerinde kullanabilecekleri yeni bir teknik demektir.
Ani Ataklar
Çalgıların tınısı ile ilgili bir başka önemli detay ise geçici olup stabil olmayan ataklardır. Bu ataklar tınının ilk kısımlarına renk katar. Genellikle parazit yada gürültü oluşturur. Keman telinin çekilmesi sırasında yada piyano tuşesinin ilk zamanları buna örnek olarak verilebilir. Bu kısımların analiz edilmesi zor olsada tınının algılanması için çok önemlidir(bu kısmın çalgının tınısından çıkarılması çalgının tanımlanmasını çok zorlaştırır). Aynı zamanda bu ataklar parlaklık yada zarf kadar önemli olmadığı için tınıyı oluşturmada aranmasa da olur fakat bazı besteciler elektronik yada akustik çalgılarda sıklıkla bu konunun üzerinde dururlar. 
Karmaşık Armonik İçeren Çalgılar
Bazı çalgılar yukarıda bahsedilenden farklı selenler üreterek non-harmonic gruba girerler. Maracas, Guiro vb. Bu çalgıları sentezleme yaparken  her frekans bandında eşit güce sahip olan white noise(beyaz gürültü) den faydalanılır. Belirli bölgeler band-pass filtre uygulanarak sentezlenirler. Başka çeşit karmaşık armonik yapıları olan çalgılarda kendine has yöntemlerle sentezlenebilmektedir(Zil vb.).
Suni Armonik Spektra
Yukarıda verilen örneklerde besteciler hep Helmholtz'un yöntemini kullanıp tınıları çalgıların tınıları gibi duyurmayı amaçlamışlardır. Suni armonik ile besteciler birçok tınıyı birbirine karıştırıp sonsuz doğal olmayan çalgılar elde etmişlerdir.
Bozulmaya Uğratılmış Armonik (Distortions)
Yukarda bahsedildiği gibi birçok çalgı mükemmel armoniklere sahip değiller. Helmholtz kuramına göre x sayısı 1 veya katları şeklinde olmalıdır. Bu zorundalık bozulduğu taktirde doğal armonikleşme bozulur. Besteciler bu kuramı değişik şekilde kullanıp temel frekansı 1 den küçük yada büyük ondalık değerler(1.1 , 0.93) ile çarpmış ve çeşitli doğal olmayan fakat müzikal bakımdan kullanılabilecek sesler türetmişlerdir.
Yeri Değiştirilmiş(Shifted) Spectra
Bu tip modellemede de bozulmuş spektra gibi Helmholtz kuramının dışına çıkılmış selen frekansı için frekans*x formülüne birde armoniklerin yerini değiştirecek kaydırma frekansı eklenmiştir. Yani; x*fundamental fr+kaydırma değeri.
Modülasyonlar
Buraya kadar hep fizikçilerin basit salınımı üzerinden bahsedildi. Basit salınım tek bir periyodik elementin dalga formu oluşturmasıdır fakat yine de bu element 2 veya daha çok dalganın birleştirilmesi ile dahada karmaşık bir hale getirilebilir.
Genlik Modülasyonu (Amplitude Modulation-AM)
Bu tip modülasyon türü, AM tipi radyolarda kullanılır aynı şekilde bu kullanım türü müzikte genlik vibratosu yani flüt çalgısının yaptığı vibrato türüyle eşdeğerdir. AM aynı zamanda  çalgıların tınısal spektral akışı ile de çok önemli rol oynar. Doğada birçok ses sürekli değişken genlik değerine sahiptir. Bu teknik karışık zarf üreten üretici devreler veya LFO(Low frequency oscillator) devreleri tarafından modellenmiştir. LFO devreleri çeşitli dalga form türlerinden 20 hz ve daha az sayıda çevrim üreten devrelerdir. İşitsel olarak 20 hz in duyulabilir olması imkansızdır. Eğer 20 hz den daha çok çevrimli dalgalar ile yapılmaya çalışılırsa dalga içinde yeni duyulabilir parçalar oluşmaya başlar. 
Frekans Modülasyonu (Frequency Modulation-FM)
Frekans modülasyonu müzikal uygulamalar içinde en çok kullanılan modülasyon türüdür. En basit olarak, FM pitch vibrato yani yaylı bir çalgı icracısının parmaklarını perdenin üzerinde oynatması ile elde ettiği modülasyon türüdür. John Chowning, 1970'lerde bu tekniği geliştirmiştir. FM' e göre taşıyıcı(Ana sinyal,Carrier) bir module(modulator) edici sinyal tarafından (20hz den daha çok çevrim yapan duyulabilir) modüle edilir. Bu modülasyon tipi oluşturulan modüle edilmiş dalgada ana frekans yanında side band(yan frekans)'lar oluşturur. Örneğin 100 hz'lik bir sinyal 50 hz bir sinyal ile modüle edilecekse 100hz + ve - olarak yanlarına side band frekanslar ( 50 hz, 100hz ) alır. Bu modüle edici sinyalin ana sinyale olan uzaklığı modülasyonun derinliğini belli eder. Side band oluşan frekanslar taşıyıcı sinyalin frekanslarının bağıl genlik değerlerine tabiidir. Bu nedenle FM ile oluşturulan sinyaller 2 osilatör yardımı ile gayet tatmin edici sesler üretebilirler. Bu işlem additive ile yapılırsa düzinelerce osilatöre ihtiyaç vardır. Bu verim Yamaha'nın DX serisi synt modellerine yansımıştır. Aynı zamanda besteciler de enstrümantal tınıları FM ile modellemişlerdir. FM modülasyon matematiksel olarak şu şekilde ifade edilir: Frekans=taşıyıcı+(+ve- index*modülator). Burada index selen sayısıdır ve 0,1,2 ile ifade edilir. Örneğin 440 hz taşıyıcı, 100 hz modülatör sinyal için 1. selen + değerinde 540, - değerinde 340 tır. 2. seleni +640,-240 dır. Eksi yönde oluşan selen fazın - ye dönmesiyle fazı çevrilmiş olarak duyulmasının dışında + olan değer ile aynı duyulur. 
Ring Modulation
Ring modülasyon sentezleme yöntemi, elektro akustik olarak daha karmaşık sesler üretilmesini sağlar. Uygulama mikrofon ile kaydedilen bir sesin sinüs dalga üreten bir oscillator tarafından modüle edilmesiyle yapılır(Ör.Stockhausen, Mixtur ve Mantra eserleri). Fm ile arasındaki en büyük fark ise taşıyıcı yada modüle eden diyen hiyerarşik bir düzenin olmamasıdır. RM'da iki sinyalde birbirlerini modüle edip, birbirlerini sentezleyebilirler. İkisinin birleşimi yada birbirinden çıkarılması ile ses üretilebilir. İki ses dalgası da birçok bileşen içeriyorsa, sonuç olarak muazzam sayıda kombinasyonda tonlar üretilir. İki ses dalgasının armonikleri standart dışı dizilim içeriyorsa çıkan sonuç kolaylıkla gürültüye dönebilir. 
Spektral Analiz - Fourirer Dönüşümü
Fransız matematikçi Jean Baptiste Joseph Fourier e göre genliği ve fazı değişik olan karmaşık sinus dalga toplamından herhangi bir periyodik dalga formu ayrıştırılabilir. Teoride, bu dalga formları sonsuz olmalıdır fakat pratikte mükemmelliği yakalamasada birkaç periyot'un stabil olması yeterlidir. 
Sonogram
Sonogramlar grafiksel olarak zaman, frekans ve genlik seviyesini gösterir. 


Çeviri: Salvorates

Yorum yapmak için "Yorumlama Biçimi" kısmını "Anonim" olarak seçiniz.

1 Mart 2013 Cuma

Having Some Fun..


Bir Fikrim Var-dı- Zumbara.com


İmece biçimde paranın hiçlik yarattığı herkesin bilgisiyle eşit olduğu bir fikir geldi dün akşam aklıma ve bunla ilgili araştırma yaptım. Asıl amacım böyle bir portalı kendim kurabilmekti. Videoyu izleyin arkadaşlar dünyada karşılaşabileceğiniz belkide en güzel yaratıcılık örneği ile karşılaşacaksınız. Zaman takası! Nedir ? Şudur senin fotoğrafçılık ile ilgili bilgin var ve gitar dersi almak istiyorsun. Sorunsalın para!! Çözümün zumbara.com ! Bu site senin 1 saatlik emeğini yani fotoğrafçılık dersi almak isteyen birine 1 saat ders vermen taktirde sana 1 saatlık gitar dersi alabilmen için zaman veriyor. Sosyal Zaman ve Beceri takası. Umarım hepinizin ufkunu açacak bir yardımım olur.

Nezaketen bir giriş yapalım bakalım..

Arkadaşlar gün itibariyle bloğumu aktif hale getirdim. Aslına bakarsanız eskiden beri aktifti ama geçmişteki konular artık beni boğduğu için temelden değişime gittim. Zor bir döneme girdim önümde tam olarak yaklaşık bir sene var. Blog dediğimiz şey kendi adımıza atıp tutmak insanlarında okuyup ha ha, nana deyip geçmesi bildiğiniz gibi "Salvo" deniz altılarda falan tam "12" den isabet gibi bir terim "Rates" ise Sokrates'ten yola çıkmış bir fikir . İnsanlar değer verip yazılanı severek okur -ki içlerinde bi tanesi benimdir- diğer hısımlarda yok değil tabii ki ama artık okumaktan şevkle yazmaya doğru ilerlemenin zamanı geldi. Burda neler olucak buna değinelim; Dediğim gibi 1 senelik tonlarca büyüklüğünde bir yükün altına attım kendimi çünkü ancak çocukluk hayallerime bu şekilde kavuşacaktım. Bir kere geliyorsak bu dünyaya eğer yani teorik olarak yoksa bilemiycem belkide gelmişizdir istediğim gibi yaşamalayım dedim ve Pilot olmaya karar verdim. Seneler önce dedimki ben pilot olucam arkadaş /*Hani doktor olucam denir ya o hesap*/ ama zarttı zurttu bir türlü olmadı, aslında hata bende Pilotluk lan bu yani olucaksan olmak için çaba lazım duyarlılık lazım derken başladık şu anda 1 sene sonra uçuş okulunda eğitime başlıycam. Başka insanlar da vardır bunu göze alan belki diye referans olarak yaptıklarımı harekete geçtikçe paylaşmak istedim. Burada kesin kes bu blog şöyle böyle olacak değil günlük yazılarım da olacak. Olayım budur umarım bişeye yarar.